Trafik Kazası Tazminat Hesaplama Nasıl Yapılır? Trafik kazası tazminat hesaplamasında belli kriterlerin dikkate alınması gerekir. Bu konuyu bir örnekle açıklayabiliriz. Örneğin kaza sonrasında maluliyete uğrayan kişinin malullük oranı % 50 olsun. Maluliyete uğrayan kişinin kazadaki kusur oranının % 20, yaşının 30 ve maaşının da 4 bin TL olduğunu düşünelim. Tazminat hesaplamasında 4 bin TL maaştan kusur oranı düşülmelidir. Çıkan miktar da maluliyet oranı ile çarpılmalıdır. 4000-% 20 kusur oranı=3200 TL. 3200×50/100=1600 TL gelir ve aylık işgücü kaybıdır. Söz konusu tutarın yıllık hesabı ise 1600×12=19200 TL’dir. Hesaplamanın son aşamasında 30 yaşında olan bireyin 7 yıllık pasif çalışma hakkı dikkate alınır. Bu da kişinin yaşına eklenmeli ve yıllık gelir kaybı ile çarpılmalıdır. 19200×37=710400 TL kişinin maddi tazminat rakamıdır. Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davasını Kimler Açabilir? Trafik kazasında yaralanma meydana gelmişse, yaralanan şahsın bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Yaralanan kişi maluliyet nedeniyle çalışma hayatı boyunca uğrayacağı işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat; trafik kazası nedeniyle uğradığı elem, keder ve üzüntü nedeniyle de manevi tazminat talep edebilir. Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Kime Karşı Açılır? Trafik kazası hukuki niteliği itibariyle haksız fiil olarak kabul edildiğinden, maddi ve manevi tazminat davası haksız fiil sorumlularına karşı açılır. Ancak, trafik kazalarında haksız fiili bizzat işleyenler dışında da tazminat sorumluları vardır. Trafik kazası neticesinde ölüm, yaralama veya herhangi bir malvarlığı zararı meydana gelmesi halinde aşağıdaki kişilere maddi ve manevi tazminat davası açılabilir: Aracın Sürücüsü: Trafik kazasında kusurlu olan aracın sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir (BK md.49). Aracın Sahibi: Aracın sahibi (KTK md.3) kural olarak aracın işleteni olarak kabul edildiğinden trafik kazası nedeniyle tazminat sorumluluğu vardır (2918 sayılı KTK md.85/1). Aracın İşleteni: Trafik kazasına karışan aracın işleteni de oluşan her türlü zarardan sorumlu olduğundan işletene de maddi ve manevi tazminat davası açılabilir (2918 sayılı KTK md.85/1). Trafik tescil kayıtlarında aracın sahibi olarak gözüken kimse, aynı zamanda aracın işleteni olarak kabul edilir. Araç sahibi, aracın üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığını, araç için bir başkasının harcamalarda bulunduğunu veya araç üzerindeki ekonomik çıkarın bir başkasına ait olduğunu, işleten sıfatının bulunmadığını kanıtlayabilirse sorumluluktan kurtulabilir. Motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde; aracın işleteni meydana gelen zarardan sorumlu olur. Başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse de işleten olarak kabul edilir (HGK 2015/2890 karar). Sigorta Şirketi: Trafik kazasına karışan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) veya poliçe kapsamına göre İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (Kasko Sigortası) hangi sigorta şirketi tarafından yapılmışsa, o sigorta şirketi de ölüm, yaralama veya diğer zararlardan sorumludur (KTK md.91). Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesine göre, sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder. Trafik Kazasında Tazminata Konu Olabilecek Zararlar Nelerdir? Bu zararlar, Trafik kazasında meydana gelebilecek ölüm, yaralanma veya araçta meydana gelen zararlara göre değişmekle birlikte genel olarak trafik kazasına sebebiyet verenlerden aşağıdaki zararlar talep edilebilmektedir. -Tedavi giderleri -Cenaze giderleri -Ölenin yardımından yoksun kalan kişilere ödenecek destekten yoksun kalma tazminatı -Yaralanma meydana geldiyse yaralanan kişinin tedavi giderleri -Yaralanma sonucu kişide oluşan özellikle maluliyet oranı/özürlülük oranı olarak da bilinen kayıplar: -Araçta meydana gelen hasara ilişkin masraflar -Araçta meydana gelen değer değer kayıpları -Manevi tazminat Trafik Kazası Tazminat Davası Zamanaşımı Karayolları Trafik Kanunun 109. Maddesinde şöyledir. Madde 109 – Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır. Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar. Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır. Borçlar Kanunun haksız fiillerde zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde ise zamanaşımı öğrenmeden itibaren 1 yıl ve her halükarda 10 yıl olarak öngörülmüştür. Madde 60 – Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur.Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir.Görüldüğü üzere Borçlar Kanunu’nda daha kısa bir zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Ancak Karayolları Trafik Kanunu Borçlar Kanununa özel kanun niteliğinde olduğundan , trafik kazalarından doğan tazminat davalarında, zamanaşımı yönünden KTK hükümleri uygulanacaktır.İki kanun arasındaki bu çelişki 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6098 Sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu’ nda düzeltilmiş ve hüküm birliği sağlanmıştır. 6098 Sayılı sayılı Kanunun 72. maddesi şöyledir. Madde 72 – Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Bu yasa maddeleri, trafik kazalarından doğan tazminat davalarındaki zamanaşımı süreleri konusunda , suç cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş ve ceza kanunlarında bu fiil için daha uzun bir zaman belirlenmişse , ceza zamanaşımının uygulanmasını öngördüğünden , ceza zamanaşımı sürelerinin belirlenmesi gerekecektir. Caza kanununda öngörülen zamanaşımı süreleri TCK Md. 66 hükmüne göre belirlenecektir. Buna göre zamanaşımı süresi; Ölümlü trafik kazalarında 15 yıl, Yaralamalı trafik kazasında 8 yıl, Hem ölü hem yaralı varsa 15 yıl olarak uygulanacaktır. Eğer sadece yaralanmalı bir trafik kazasında uzamış ceza zamanaşımı süresi (8 yıl) içerisinde zarar ya da tazminattan sorumlu olan öğrenilememişse öğrenme tarihinden itibaren 2 yıl içinde de dava açılabilir ancak sadece yaralanmalı trafik kazalarında hiçbir şekilde kaza tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açılamaz. Yaralanmalı trafik kazasında süre 8 yıl olup bu süre geçirildikten sonra sorumlu öğrenildiğinde 2 yıllık süre başlar ancak süre kazadan itibaren 10 yılı geçemez. Bu konu hakkında soru ve sorunlarınız için Denizli DemirGüren hukuk bürosu ile iletişime geçebilirsiniz. #avukat #denizliavukat #denizlicezaavukatı #denizlimirasavukatı