4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 337, 340, 342 ve 346. maddeleri uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklarına bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Başka bir anlatımla, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Öte yandan, TMK’nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur Velayet Düzenlemesinde İdrak Yaşı Kavramı: Mahkeme belli yaşın üstündeki çocukların velayetini düzenlerken çocuğu dinlemeli ve velayet konusundaki görüşünü sormalıdır. Yargıtay uygulamasına göre çocuğun idrak yaşı, 8 yaş veya üstüdür. 8 yaş veya bu yaşın üzerinde olan çocukların görüşü alınmadan velayetin düzenlenmesi, değiştirilmesi veya kaldırılması mümkün değildir Velayet Davası ve Velayetin Değiştirilmesi Velayet Davası Nedir? Velayet davası, çocuğun on sekiz yaşını doldurmamış ve velayeti diğer ebeveyne verilmiş kişilerin açacağı davadır. Çocuğunun velayetini talep eden kişi, velayetin değiştirilmesini, kendisine verilmesini talep edecektir. Taraflar arasında boşanma davası bulunuyor ve tarafların müşterek çocuklar var ise ayrıca velayet davası açılmasına gerek bulunmamaktadır. Velayet, boşanma davası devam ederken hakimin doğrudan gözeteceği bir konudur. Çocuğun menfaati ve yararı bakımından velayetin anneye mi babaya mı verilmesi gerektiğini araştırarak karar verecektir. Boşanma davası devam ederken geçici olarak anneye ya da babaya velayet hakkını verecektir. Boşanma sonucunda verilen velayet hakkı kötüye kullanılmış, hak yerine getirilmemiş olması halinde velayet davası açılacaktır. Velayet davası açmaya yetkili olan kişi yalnızca çocuğun annesi ya da babasıdır. Velayet hakkı yalnızca anne ve babanındır. Ayrıca velayet hakkı, evlat edinenin yine on sekiz yaşını doldurmamış olan evlat edinilenin üzerinde de hakkı bulunmaktadır. Velayet Nedir? Kanunen reşit olmayan çocukların doğumundan reşit olana kadar olduğu dönem içerisinde çocuğun anne ve baba tarafından bakılması, eğitimi, koruması, yetiştirilmesi, sahip olduğu hakları, mallarının yönetilmesine kadar hepsine velayet denilmektedir. Yasal olarak elinden alınmadıkça velayet hakkı anne ve babaya aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 335. Maddenin 1. Fıkrasında da belirtildiği üzere; “Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.” Reşit olan ama yasal olarak kısıtlı olan kişilerin (akıl hastalığı, akıl zayıflığı, savurganlığı, ayyaşlığı nedeniyle mahkeme kararıyla kısıtlanan kişilerin) korunması, temsili veya mallarının idare etme hakkı da velayet hakkına girmektedir. Velayetin Kapsamı Nedir? Çocuğun velayet hakkı ile anne ve babanın çocuk menfaati adına olan eğitim, sağlık, beslenme gibi her türlü kararların alınmasıdır. Anne ve baba çocuğun korunması için önlemler almalıdır. Velayet ile çocuk adına menfaat gözetilerek anne ve babanın karar vermesidir. Anne ve baba, çocuğun üçüncü kişilere karşı yasal temsilcisidir. Üvey çocuk üzerinde üvey anne ya da babanın velayet hakkı bulunmamaktadır. Yalnızca öz anne ve babanın velayet hakkı bulunmaktadır. Ancak yine de üvey anne ya da babanın üvey çocuklarına karşılık özen, ilgi göstermelidir. Velayet Hakkı Kime Verilir? Velayet hakkı yalnızca anne ve babaya aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 336. Maddesinin ilk fıkrasında da belirtildiği üzere; “Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar.” Akrabalık derecesi ne kadar yakın olursa olsun velayet hakkı verilmez, ancak vesayet hakkı verilebilir. Boşanma davası sona erene kadar çocuğun velayet hakkı anne ve babanındır. Bu hak başkasına devredilemeyeceği gibi anne veya babanın bu haktan feragat etmesi de mümkün değildir. Ancak anne veya babadan yasal sebeplere dayanılarak velayet hakkı ellerinden alınabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 335. Maddesinin ikinci fıkrasında da belirtildiği üzere; “Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.” Bu sebepler dışında velayet hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardandır, devredilemez ve feragat edilemez. Anneanne, dede, babaanne gibi yakın akrabaların velayet hakkı bulunmamaktadır. Velayetin Kimde Kalacağı Neye Göre Belirlenir? Boşanma davalarının çoğunda çiftler velayet konusunda uzlaşma sağlayamamaktadırlar. Hakim velayet hakkının kimde kalacağını belirlerken çocuğun menfaati ve çıkarı gözetilerek karar vermektedir. Eğer çocuk 0-4 yaş aralığında ise anne bakımına muhtaç olan bir çocuk demektir. Hakim genellikle bu yaş aralığındaki çocukların velayet hakkını anneye vermektedir. Annenin maddi durumuna ya da yaşam tarzına bakılmaksızın velayet kararı verilir, çünkü bu yaş aralığındaki çocuklar anne bakımına muhtaçtır. Eğer çocuk 6-12 yaş aralığında, okul çağında ise hakim ona göre bir değerlendirmede bulunacaktır. Okul çağında olan çocuğun hangi okula gittiği, gittiği okulun hangi ebeveynin oturduğu yere yakın olduğu, hangi ebeveynin çocuklarının dersine yardımcı olduğu ve onunla ilgilendiği gibi tüm hususlar değerlendirmeye alınacaktır. Sonuç olarak okul çağındaki çocuk adına verilecek olan velayet kararında çocuğun yararı ve geleceği gözetilecektir. Çocuğun çıkarı hangi tarafta korunacaksa velayet hakkı o tarafa verilir. Çocuk duygusal anlamda hangi tarafa daha bağlı ise velayet hakkı o ebeveyne verilir. Ortak Velayet Nedir? Ortak velayet, Türkiye’de uygulamada yer almayıp mahkemelerde yeni yeni uygulamaya geçmiş olan bir düzenlemedir. Ortak velayet ile eşler, evliliğin sona ermesi ile çocukları ile ilişki ve medeni haklarından eşit şekilde yararlandığı bir düzenlemedir. Aslında ortak velayet, çiftlerin evlilik içerisinde çocuklar adına kullanmış olduğu hak ve ödevlerin tümüdür. Türkiye’de uzun zamandır yer almayan bu uygulama, başka ülkelere ait kanunlarda uzun zamandır yer almakta ve uygulanmaktadır. Ancak kanun olarak yürürlüğe giren bir düzenleme olmayıp Türkiye’nin taraf olduğu bir uluslararası anlaşmanın onaylanması ile yorum yoluyla uygulanmaktadır. Çocuğun velayetinin yalnızca anneye verilmesi halinde baba açısından bazı problemler ile karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle çocuğa ilişkin ortak velayete hükmedilmesinin çocuk ve ebeveynler açısından yararı daha fazla olabilmektedir. Ortak velayete hükmedilebilmesi için belli başlı şartlar bulunmaktadır: Öncelikle çocuğun menfaati, yararı olmalıdır. Anne ve babanın ortak velayete ilişkin ortak iradede bulunmaları gerekmektedir. Anne ve babanın ortak velayete ilişkin ortak iradesini mahkemeye yazılı olarak sunması gerekmektedir. Anne ve babanın ortak velayet hususundaki ortak iradede olduklarına dair hakimin kanaat getirdiği ve bu konuda tarafların ileride sorun yaratmayacağına dair öngörüsü olmalıdır. Hakimin ortak velayet kararına ilişkin takdir yetkisi tanınmaktadır. Ortak velayete ilişkin çocuk yararını gözeterek takdir yetkisinde bulunmaktadır. Mahkeme tarafından verilen velayet kararı, her daim kesin hüküm oluşturulmayacaktır. Velayet, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle hakimin ortak velayete ilişkin kurmuş olduğu hüküm, kesin bir hüküm değildir. Şartların değişmesi halinde yeniden velayete ilişkin bir dava açılarak velayet konusunda yeni bir karar verilmesi talep edilebilecektir. Ortak velayete ilişkin düzenlemede, nafaka hususu da çok sık sorulan sorular arasındadır. Nafaka konusunda da hakim tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonrasında bir karara varacaktır. Velayetin Değiştirilmesi ve Kaldırılması Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme Müşterek çocuğun velayetini almak adına açılacak olan velayet davasında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin olmadığı yerlerde görevli olan mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Görevli olmayan mahkemede davanın açılması halinde mahkeme görevsizlik kararıyla davanın reddine karar verecektir. Vasi atanması noktasında ise, vasi atanması hususunda Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Velayetin kaldırılması davası hakkında yer yönünden yetkili mahkeme ise kesin yetkili mahkeme değildir. Yetkili mahkeme, genel yetkili mahkeme olup davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca velayetin değiştirilmesi davasında, davacının kendi oturduğu yerde de dava açabilme hakkı bulunmaktadır. Zira velayetin düzenlenmesi (değiştirilmesi ve kaldırılması) talebi, bir “çekişmesiz yargı” işidir ( HMK m. 382/2-13 ). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmiştir ( HMK m. 384). Velayetin kaldırılması veya ebeveynlerden birinden alınarak diğerine verilmesine, yahut kaldırılan velayetin iadesine dair davalardaki yetki konusunda, Türk Medeni Kanununda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki “çekişmesiz yargı ile” ilgili genel yetki kuralı burada da uygulanacaktır. O halde, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde de bu davayı açabilir. Bu konu hakkında soru ve sorunlarınız için Denizli DemirGüren hukuk bürosu ile iletişime geçebilirsiniz. #avukat #denizliavukat #denizlicezaavukatı #denizlimirasavukatı